Gölbaşı Belediye Başkanlığı döneminde ne tür hizmetlere imza attınız?

O dönemlerde Gölbaşı'nın fiziki durumu bünyesinde hem birçok sorun hem de birçok gelişme alanı barındırmaktaydı. Belediye Başkanlığına seçildiğim ilk yıllardan itibaren öncelikle sorunları çözmeye odaklı hizmet vermeyi planladım. İlk olarak 1977 yılında göreve geldiğim zaman beldemizin ilçe olması için İç İşleri Bakanlığına başvurdum ve ilçe olmasını sağladım. Daha sonrada Gölbaşı'ndaki sorunların başında içme suyu problemi gelmekteydi. Bunu çözmek için var gücümle çalıştım.

Su Sorununu Çözdük

Gölbaşı'nda yeraltı su kaynakları olmadığı için Gölbaşı halkına yeterli miktarda içme suyu sağlayamıyorduk. Bunun içinde alternatif ne olabilir diye arayışlara girmiştik. Emir Golü civarına 11 adet su kuyusu bulunmaktaydı. Bunların bir kısmı Ankara Büyük Şehir Belediyesine aitti, bir kısmı da ODTÜ’ye aitti. Bizde ODTÜ üniversitesi ile temasa geçtik. Ancak ODTÜ’deki yetkililer bize suyu Ankara Büyük Şehir Belediyesinin sattığı miktardan daha pahalı bir fiyata satmak istediler. Bizde doğal olarak kabul etmedik. Daha sonraları İller Bankasıyla görüşmelerimiz oldu. Yer Altı Suları Daire Başkanlığından onay almak istedik. Bu arada kuyulardan birisinin suyunun acı çıktığını ve ruhsatının ODTÜ’de olduğunu öğrendik. Bu aşamadan sonra ODTÜ rektöründen ikinci bir randevu alarak kuyunun ruhsatının devredilmesini istedik. Bunun için mütevelli heyetin toplanması gerekiyordu. Heyet akademik bir kadrodan oluştuğu için birçok üyesi yurt dışında görevlilerdi. Ama Senato Başkanı Sırrı Atalay Bey benim ricam üzerine heyeti üç ay içinde toplayarak kuyunun devrini sağladı. Bu sırada ikinci bir kuyu daha tespit ettik. Bu kuyu özel bir mülk içinde bulunmaktaydı. Mülkiyet sahibi ile görüşerek beş bin metre karelik alanı belediyeye hibe etmesini sağladık. Böylelikle yeterli miktarda içme suyu kaynağı sağlayarak, o dönemki içme suyu problemini çözmüş olduk.

İmar Sorununu Çözdük

Gölbaşında imar sorunu mevcuttu. Bu noktada sıkı çalıştığımı söyleyebilirim. 110000 nüfusu kapsayan imar planı yaptık. Bu esnada birçok düzenleme gerçekleştirdik. Gecekondu tahliyesi yaptık ve alt yapı yatırımlarımız oldu. E-5 karayolu üzerinde küçük sanayiciler bulunmaktaydı. Bunları yeni sanayi sitesinde topladık. Dolasıyla beldemizin şehir görüntüsünü geliştirdik. Maliyeye ait 1 milyon 55 bin metre karelik alanı Maliye Bakanlığından kullanım hakkını alarak turizm alanı oluşturduk. Bu alan TEK lojmanları ile mezarlığın arasında kalan alandır. Ancak bu alan bize sadece turizm alanı olarak kullanılması şartı ile verildi ve başka bir amaçla kullanılamaz. Ayrıca imar planındaki tüm caddelerin ve sokakların 1,5 yıl içinde açılıp hizmete sunulmasını sağladık. Gölbaşı Kaymakamlığının yanındaki arsayı sembolik bir rakamla Havsak Devlet Hastanesine tahsis ettik ve hastane yapımı için destek olduk. Ayrıca Seğmenler mahallesinin kurucusu olduk, yolarını dahi elimizle yaptık. Seğmenler ve Karşıyaka mahallesinde iki adet cami yeri tahsisi ve yapımının başlaması için öncü olduk. Şafak ve Gazi Osman Pasa mahallesine 2 adet parkın yapılıp hizmete açılmasını sağladık. Bununla birlikte Belediye Garajı kurulması, işletme binası yapılması ve belediye makina parkı oluşturulması (kepçe, silindir, greyder ve kamyonların alınmasını) sağladık. Göreve geldiğim ilk günden itibaren Gölbaşı Belediyesine benzin istasyonu kazandırma hayalim vardı. Görev sürem içinde Gölbaşı belediyesine benzin istasyonu yapıp hizmete açtım. Ayrıca ASKI binasının arsa tahsisini yaparak binanın yapılıp hizmete girmesini sağladık.

Kanalizasyon Sorununu Çözdük

Su, ulaşım ve imardan sonra kanalizasyon sorunun çözülmesi gerektiğini düşündüm. Gölbaşında o dönem düzenli bir kanalizasyon sistemi bulunmuyordu. Gölbaşı Ankara’nın tek turistik ilçesi olduğu için özellikle hafta sonları göl kenarına gelen insan yoğunluğu kanalizasyon ve ıslah ihtiyacını artıyordu. Öncelikle Mogan ile Emir Gölünü birbirine bağlayan bir kanalımız vardı. Bu kanal yaz aylarında sivrisinek yuvası haline geliyordu. Devlet Su İşlerine müracaat ederek kanalın ıslahını gerçekleştirdik ve üzerini betonla kapattık. Daha sonra yine İller Bankasıyla yoğun çalışarak Gölbaşına kanalizasyon yapımı için Devlet Planlama Ofisine girişini yaptırdım ve 1984 yılında tekrar göreve geldiğim zaman inşaatı başladı ve görev surem içinde inşaatı tamamlandı.

Tapu Sorununu Çözdük

O dönemlerde Gölbaşında tapu sorunu vardı. Gölbaşı Emir çiftliğine ait yedi ya da sekiz parsel üzerine kurulmuştu. Bu mülkiyet sahiplerinin çoğulda Gölbaşı dışında oturuyorlardı ve yıllar boyunca müstakil tapular parsel sahiplerinin yakınlarının ve varislerin himayesinde bölünerek müşterek hale gelmişti. Mahalleleri istimlak edip sonra vatandaşa dağıtma şansımız yoktu. Bu konu üzerinde çok düşündük ve en sonunda İmar İskân Bakanlığında daire başkanı olan Cahit Ulutaş Bey özel kanun çıkararak bu sorunu halledebileceğimizi söyledi.

Ondan sonra o dönem Başbakanı Sayın Turgut Özal ile görüşerek Gölbaşındaki çarpık yapılaşmadan bahsettim ve durumu detaylı bir şekilde izah ettim. Bakanlar Kurulu toplandıktan sonra dönemin İmar İskân Bakanı Sefa Giray özel kanunun çıktığını bana iletti. Vatandaşlarımıza müstakil tapularını verme imkânımız doğdu. Öncelikle bir mahallede uygulamasını yaptık. Uygulamanın devamına benden sonra gelen belediye başkanı devam etti.

İhtiyaç Sahiplerine Yardımlarda Bulunduk

Gölbaşında hatta Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik diyebileceğim bir şey var: Dar  gelirli vatandaşlarımızın çocuklarına sünnet düğünü yaptık. Her sene üç yüz ya da  dört yüz çocuğu giydirip Gölbaşında bir şenlik havasında bu çocuklarımızın sünnet  düğününü yaptık. Sonrasında dar gelirli ve evi olmayan vatandaşlarımıza ev  yapmaları için çekiliş yolu ile iki yüz adet arsa dağıttık. Bununla birlikte şu konuya  da değinmek isterim: O dönem çıkan imar af yasasıyla birlikte gecekondusu olup  da tapusu olmayan dar gelirli ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza tapu tahsis  belgelerini düzenlenmesi için Türkiye’de ilk olarak Gölbaşı Belediyesinde 1500 ila  1600 vatandaşımıza tapu tahsis belgelerini düzenledik. Daha sonradan yasa gereği  tapu tahsis belgeleri tapulaya dönüştü. Bir nevi dar gelirli gecekondusu olan  vatandaşlarımızı ev sahibi yaptık. Ayrıca sağlık hizmetleri Gölbaşı halkına  yetmiyordu ve özellikle dar gelirli vatandaşlarımız mağdur oluyorlardı. Bu sorunu  çözmek için Sağlık ocağı kurduk ve tesis ettik.

Ulaşım Sorununu Çözdük

O tarihlerde Gölbaşında ikamet eden ve Ankara’da çalışan yaklaşık bin beş yüz adet vatandaşımız vardı. Ulaşım özel bir şirket aracılıyla sağlanıyordu. Bu şirketin iki adet otobüsü bulunmaktaydı ve vatandaşlarımız için çok yetersizdi. Biz dört buçuk yıl içinde on sekiz adet otobüs alarak, düzenli sürelerde transit olarak ulaşımı sağladık ve mağdur olan vatandaşlarımıza yardımcı olduk.

Spor Kulübünü Kurduk

O dönemlerdeki siyasi gündemden dolay Gölbaşında sağ-sol kavgaları vardı. Gençler sürekli birbirleriyle tartışıp topluma uyum sorunu yaşıyorlardı. Gençliğe nasıl sahip çıkabilirim diye düşündüm. Gölbaşında saha düzenlemesi yaptık. Ayrıca 60000 metrekarelik alanı Beden terbiyesine devrederek spor sahaları oluşturulmasına yardımcı olduk. Bununla birlikte Gölbaşı spor kulübünü kurarak gençlerimizin birbiri ile kaynaşmasını sağladık.

Pazar Yerini Kurduk

O zamanlar odun ve kömür işleri belediyenin üzerindeydi. Her yıl merkezde yaşayan halkımızın odun ve kömür ihtiyacını eksiksiz bir şekilde karşılıyorduk. Bu ihtiyacı karşılamak için odun ve kömür depoları pazar yerinin arkasında bulunmaktaydı. Bu depolardan dolayı pazar yeri alanı daralmıştı ve talebe cevap veremiyordu. Bu sorunu çözmek için Bahçelievler ve Karşıyaka Mahallesinden alan edindik. Bir hafta Bahçelievler Mahallesinde diğer hafta da Karşıyaka Mahallesinde pazar kuruluyordu. Bir sonraki adımda da Gölbaşındaki esnafları özellikle kasaplıkla uğraşan esnaflarımızı bir araya getirdik. Bir nevi Gölbaşının ilk AVM’si denebilir. Bununla birlikte Sümerbank ve Tekel Baş Bayiliğini getirdik. Ayrıca Gölbaşını ikiye bölen Konya devlet yolu vatandaşlarımız için her zaman kazalara mahal veriyordu. Bunu engellemek için Konya Yolu üzerine 1 adet üst geçit yaptırdık.

Eğlence Mekânlarının Ruhsat Sorunu

Haymana ve Konya yolunda gayri resmi çalışan yeme ve içme mekânları bulunmaktaydı. Bu yerlerin ruhsat sorunları vardı. Bu alanlarda birçok gayri resmi ve gayri ahlaki olaylarda yaşanmaktaydı. Bunlara düzenleme getirmek istedim. Bu yerlerle defalarca görüşerek Gölbaşı halkını rahatsız eden bu olayların son bulması için var gücümle uğraş verdim. O dönemde hem belediye başkanlığı, hem jandarma hem de polislik yaptım denebilir.

Gol Islahı

Yapmak istediğim ama içimde uhde kalan bir konudur gölün ıslahı meselesi. Bununla ilgili o dönem Başbakanı Sayın Turgut Özal ile bütçe çalışmaları üzerinde konuşmuştuk. Fakat rahmetlinin ameliyat durumları ve parti içeresindeki siyasi çekişmeler neticesinde göl ıslah çalışmaları tamamlanamadı.

Bu konunun dışında Gölbaşı Kaymakamlık Binasının ve Vergi Dairesi Binasının, Adliye Sarayı yakınına taşınmasında büyük emeğim oldu. O alanda 17 bin 103 metre karelik bir alan sahsıma aitti. Kaymakamlık binası o bölgede olunca Kara Yolları o alandaki kara yolunu genişletip yolu işler konuma getirmek istedi. Bu durumda benim gayrimenkulüme tecavüz edildi. Dur diyemedim çünkü Adliye Binası’nı öneren bendim, vatandaşları hayal kırıklığına uğratamazdım. 5 bin metrekarelik alanı alıp gerisini belediyeye bedelsiz hibe ettim.

Göreve geldiğim dönemde, Gölbaşını kanser gibi sarıp vatandaşımız bunaltan içme suyu, kanalizasyon, tapu sorunu gibi o dönemde yapılması çok zor hizmetleri o dönemin şartları içinde çözmeyi başardık.

Belediye Başkanlığı döneminiz boyunca ne gibi sorunlar yaşadınız? Nelerle karşılaştınız, kısaca anlatabilir misiniz?

O günün siyaseti ile bugünün siyaseti karşılaştırılamaz haldedir. Kanunlar, anayasa ve kurallar çok daha ölçülüydü. Daha temiz siyaset ortamı vardı diyebiliriz. Çok zorluklarla karşılaştım. Bir gün o dönemin Basından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, TOKİ’ye giden bölgede hazineye ait 1500 dönümlük bir alanda imar değişikliği yaparak kooperatif kurup yakınlarına ve yandaşlarına dağıtmak istemişti. Ben haksız kazanç düşüncesi ile hareket etmediğim için bu fikre karşı çıktım ve Gölbaşı halkının yüksek yararını düşünerek o başkan yardımcımızla ters düşerek Gölbaşı’nı korudum. Başka bir Genel Başkan Yardımcısı da Haymana yolunun girişinden Haberal Otelinin kadar uzanan yolun kuzeyine düşen bölgede arsa toplayalım şeklinde teklifte bulunmuştu ve siyasi baskı yapmıştı. Bu çok geniş bir alandı ve tarım bölgesi olduğu için ucuza arsa toplayıp daha sonra imar değişikliği yaparak getirim sağlamak istemişti. Hatta bunu bana bile beyan etti. Bunların hiç birisini kabul etmedim ve Gölbaş’lalar için bütün zorluklara göğüs gerdim. Bunun dışında o dönemki başka bir Bakanımız Beden Terbiyesinin bulunduğu alanda imar değişikliği yaparak bu alandan arsa toplayarak getirim sağlamak istedi. Bu talebede şiddetle karşı çıktım.

Ankara Valiliği o dönemde Vilayetler Evinin yanında Yunus Ensari’nin şahsi arsasının üzerine tenis kortu yapmak istemiş hatta inşaatına başlamıştı. Doğal olaraktan bu şahıs belediyeye başvurdu. Bu başvuru üzerine defalarca Valilikle konuşarak inşaatın durdurulmasını talep ettim ama ne yazık ki kort yapımı devam etti. Mecburen belediye olarak bu inşaatı durdurdum. O zamanki Ankara Valisi Cahit Bayar ile ters düşerekten tepki aldım ama hem etik olarak hem de kanuni olarak doğru olanı yaptım.

Ayrıca su konu yâda değinmek isterim: Gazi Üniversitesinin fosseptik çukurları vardı. Yer altından sızdırdığından sebep etrafı sazlık hale gelmişti. Gazi Üniversitesinin rektörüyle görüştüm. Encümenden ve belediye meclisinden karar aldım ve Gazi Üniversitesi rektörlüğüne bu kararı tebliğ ettim. Ancak bir sonuç elde edemedim. Tam da o dönemde gazeteler sürekli bu çukurlarla ilgili manşetler atıyorlardı. Belediye olarak halk nezdinde mahcup oluyorduk. En sonunda bu çukurların ana logarına beton dökerek logarları kapattım. Ankara`da yer yerinden oynadı.

Ben CHP’den bir dönem reis vekilliği, bir dönemde belediye başkanlığı yaptım. Daha sonra ülkede ihtilal oldu ve bende 1980 Eylül’ünde ticaretime geri döndüm. Ben çalışkan ve tuttuğunu koparan bir insanım. İki dönemde de aday olduğumda hem sağ görüşlü ile hem de sol görüşlü insanlar ile görüşmelerim oldu. Bu Anavatan Partisi içindeki bir takım kişileri ve grupları rahatsız etti.

İmam Hatip Lisesini yaptım, üç tane cami yapılışına yardımcı oldum. Hizmetlerim çarpıtıldı. Benim soldan gelmem parti içeresindeki sağ görüşlü grupları rahatsız etti. Belirli talepleri oldu ama hep dik durdum Gölbaşı için.

Gölbaşını geliştirmeyi ve canlandırmayı hedefledim hep. İki Genel Başkan Yardımcısı ve Bakanının Gölbaşında getirim sağlama taleplerine ve valiliğin kanun dışı inşaat girişimine engel olmam, parti içinde aleyhimde büyük bir siyasi propagandaya sebep oldu. Hatta Sayın Semra Özal’ın Dedeman Otel’de yaptığı bir toplantıda Basından Sorumlu Genel Başkan Yarımcısı masama gelerek eşimin yanında bana 1 ay içinde Gölbaşında çok büyük bir yangın başlayacak, bunları söndürmeye senin itfaiyelerin bile yetmez diyerekten beni tehdit etti ve benim görevden alınma sürecim başlamış oldu. Bu sırada hakkımda asılsız dedikodular yaydılar ve gazeteler yalan haberler yaptılar. Ancak yılmadım. Görevden alındım ama 1987-1988 yılında Danıştay kararıyla geri döndüm. Ben görevden alınmışken İç İşleri Bakanlığı üç tane başmüfettiş yolladı. 30 gün çalışma yaptılar. O dönemki Ankara Valisi Cahit Bayar günde iki defa müfettişleri arıyordu. Sadece belediyenin bir açığını bulmak için. Ama hiç bir şey bulamadılar ve görevime geri dondum ama 23 gün sonra tekrar görevden aldılar. Tekrar Danıştay’a müracaat ederek, 6 ay içinde tekrar görevime başladım ve en sonunda görevimi normal süremde tamamladım. Bu nedenden dolay anlım açık bir şekilde halen Gölbaşı’ndayım. Görevde bulunduğum 2 dönem boyunca borçlu olarak devir aldığım belediyeyi borçsuz olarak teslim ettim. O dönemde hiç bir belediye çalışanlarının maaşlarını bile ödeyemezken, ben görevde bulunduğum 2 dönemde de belediye çalışanlarının hem maaşlarını hem de SSK-emekli sandığı primlerini eksiksiz, tam ve zamanında ödedim. Rant sağlamak için hakkımda oluşan yoğun siyasi baskıya rağmen ne Gölbaşı halkının hakkını ne de Gölbaşı Belediyesi çalışanlarının hakkını kimseye yedirmedim.

O günlerden bugüne Gölbaşı'na baktığınız zaman gözünüze çarpan değişiklikler nelerdir?

Öncelikli olarak nüfus artışı ve demografik değişikliği diyebilirim. Eskiden belediyelerin elindeki imkânlar çok kesitliydi. Bizler imkânsızlıklar içinde hizmet vermeye çalıştık. Ama daha sonra belediye imkânları genişledi. Örneğin, emlak vergisi ve imar uygulamaları belediye gelirlerine bağlandı. Ayrıca yapılaşma çok arttı. Gölbaşını daha ileriye götürmek tamamıyla yetkililerin elinde. Ancak üzülerek söylüyorum Gölbaşını ileriye götürecek çalışmalar gereğince yapılmıyor. Ayrıca şu konuya da değinmek isterim; belediye başkanlığım döneminde mülkiyetini ciddi zorluklara rağmen çok emek harcayarak belediyemize kazandırdığım benzin istasyonu, mülkiyeti petrol ofisine ait olan Konya Karayolu üzerinde ve heyelan bölgesinde bulunan ve ayrıca imar çekme sınırları uygulandığında kullanım alanı kalmayan bir saha ile takas yapılmıştır. Bu takas sonucunda belediye hem ticari bir mülkü kullanılmayan bir alanla takas ettiği için büyük bir maddi zarara uğramış hem de benzin istasyonu belediyeye her ay düzenli 25000 ila 30000 TL arasında gelir getirdiği için belediye aylık önemli bir gelirden mahrum olmuştur. Bu takası yapanlara soruyorum, hiç mi içleri sızlamıyor, hiç mi vicdanlarına dokunmuyor? Ben bir Gölbaşılı olarak Gölbaşı halkı adına derin üzüntü içindeyim.

Ben yaptığım hizmetleri kamuoyuyla paylaşmadım. Nasılsa bunu halk görür diye duşundum. Şimdilerde en ufak bir hizmet yapılsa bu gösterişli açılışlarla ve sanatçılar getirtilerek yapılıyor. Ve bunlar içinde para harcanıyor, israf yapılıyor. Ben bu gibi israf ve kayıplardan dolayı üzüntü yaşamaktayım.

Şu an Gölbaşı adına neler yapılabilir?

En önemlisi imar planıdır. Bu konu üzerinde dursunlar özellikle. Turizm, otelcilik ve yeme-içme sektörleri geliştirilmelidir. Yaklaşık 1 milyon metrekarelik alanın yani 4 nolu parselin imara uygun turistik rekreasyon alanı olarak hizmete açılması gerekmektedir. Doğal olarak bu atılımları yapmadan öncede gölün temizlenmesi büyük önem arz etmekte. Ayrıca yıkılan belediye binasının ticari bir beklentiye girmeden ilçemizdeki otopark ihtiyacını çözebilecek, yer altına 4-5 kat inerekten, otopark olarak yapılmasını ve üst kısmınında kamu yararına uygun bir şekilde değerlendirilmesi taraftarıyım. Her şeyden önce de hizmet sevgisi mühimdir. Başarının birinci derece sırrı bana sorarsanız o işi sevmektir ve iyi bir ekiple çalışmaktır.

Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir?

Gölbaşı’lılar her şeye layık insanlardır. Gölbaşı halkı birbirinden farklı olduğu zamanlarda bile birbiriyle uyum içeresinde olan insanlardır. Bu yüzden Gölbaşı doğal nüfus artışı ile büyümelidir diye düşünüyorum. Rant düşüncesinden uzak, Gölbaşı sevgisi ile hizmet verilmelidir. Bu konular çok detaylı konular. Ben her zaman kendi tecrübelerimi Gölbaşı halkıyla paylaşmaya hazırım. Önceki dönemlerdeki yapmış olduğum hizmetlerle ilgili ya da bu günün şartlarında yapılması gereken hizmetlerle ilgili görüş telakkisinde bulunmak isteyen herkese kapım açıktır. Görevden alındığım süre boyunca iki Genel Başkan Yardımcısı ve bir Bakandan dolayı hakkımda çıkan olumsuz haberlerle oluşan olumsuz süreçle ilgili daha detaylı bilgi almak isteyen vatandaşlarımıza her zaman karşılıklı görüşmeye açığım. Teşekkür ederim.

YUKARI